Dinimizde zekât verilmesine gerek duyulmayan yani zekata bağlı olmayan mallar inceleyerek ne kadar ve ne zaman zekat vereceğimizi bilebiliriz.
İnsan hem kendisinin hem de bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyaçlarını karşılayan ve temel ihtiyaç denilen şeylerden zekât vermez. Oturulan evler, gerekli ev eşyaları, giysiler, silahlar, sehpalar, hizmette kullanılan köle ve cariyeler, bir aylık veya bir yıllık yiyecek ve içecekler, bir kitap veya dizi kitaptan oluşan teknik defterler, sanatçıların araç gereç zaruri eşyaları nisap ölçüsüne dahil edilmezler.
Fazla Ev Eşyasının Zekatı Olur mu?
Fazla ev eşyası, kitap, sanat malzemeleri ve lüzumsuz giyim eşyası, yiyecek ve içecekler, altın ve gümüş dışındaki ziynet eşyaları ve yakut, zümrüt, inci, pırlanta gibi ziynet eşyasının zekâtı verilmemelidir. Çünkü bunlar (gerçekte veya varsayılan olarak) aksesuar değildir. Ancak bunlar temel ihtiyaçlardır ve değeri nisabın asgari miktarına ulaşınca sahipleri zengin sayılır. Zekât vermekle yükümlü olmadıkları halde, kendileri zekât ve sadaka kabul edemezler ve fıtır sadakası ile birlikte kurban kesmeleri vaciptir.
Sahibi olup da ondan geri alınamayan, yararlanılamayan ve denetlenemeyen mallara zekat verilmez. Bu mallara “Mal-ı zimar” denir. Bu durumdaki mallar çoğalan muamelesi göremediği için zekata tabi değildir. İspatlanamayan ancak reddedilen para, zorla alınan, çalınan, el konulan eşya, denize düşerek kurtarılamayan eşya, karaya ve unutulmuş yerlere gömülmüş para ve diğer kayıp eşyalar da bu bölüme dahildir.
Zekata Bağlı Olmayan Mallar
Elden çıktıkları ve kullanılamayacakları için müsadere edilmedikçe zekâta tâbi olmazlar. Ancak tekrar yakalanırsa kontrol edilir: Nisap miktarına ulaşmış ve zekât malları arasında yer alıyorsa, el konulduğu tarihten itibaren bir yıl sonra zekatı verilmelidir.
Örnek: Yıllardır haram olan ve hiçbir delille ispat edilemeyen yüzbin liralık makbuz nedeniyle son birkaç yıldır zekat gerekmez. Ancak borçlunun ikrarı veya beyanları ispat edilip sonra şahit, belge gibi delillerle toplanırsa, ispat anından itibaren o makbuzun zekatı geçerli olur. Bir yıl sonra zekat verilmesi gerekir. Ancak, para sahibinin zekâta tabi başka bir malı varsa, müsadere edilen malın zekatı, mevcut zekâtı ile birlikte ödenmeli ve içinde bulunulan yılı geçmemelidir. Zekata bağlı olmayan mallar çok hassas bir konu olduğu için ayrıntılı olarak incelenmesinde fayda vardır.
(İmam Züfer ve İmam Şafii’ye göre son yılların bu tür mallarında zenginlik olduğu için zekat gerekir.)
Borçlu Zekat Öder mi?
Borçlunun, ödemek istediği borca karşılık olarak aynı miktarda parası, malı veya hayvanı olabilir. Böyle bir durumda bu zekât geçerli olmaz. Borç parası, telef olan mal bedeli, kadınlara ödenen çeyiz, geçmiş yıllardan kalan zekat olabilir Bu ve borçları hep bu borcun birer parçasıdır. Dolayısıyla temel ihtiyaçlarından başka, nisabı aşan parası veya eşyası olan bir kimsenin durumu farklıdır. Ancak bu kadar borcu varsa, ona zekat farz olmaz.
Bir kimsenin nisaptan fazla malı olup da borcu varsa bazı hususlara bakılmaktdır. Mevcut malından borcunu çıkardıktan sonra nisaptan az olmayan malı varsa, sadece o malın zekatı gerekir. Ancak, nisaptan (iki yüz dirhemlik gümüş) az kalırsa, zekât gerekmez.
Yüz bin lira fazla parası olup da geçmiş yıllardan kalan zekâttan yüz bin lira borcu olan kimsenin durumu da merak edilmektedir. Bu yüz bin liranın zekâtına ihtiyaç duymaz; çünkü çoğu borçludur. Ancak zekâttan kırk bin lira alacak varsa, kalan altmış bin liranın ödenmesi gerekir.
Zekat Verilmezse Ne Olur?
Zekât, Allah’ın bir hakkı olduğu halde, verilmezse, Rabbimiz tarafından istenmesi ve verilmesi gereken yerlerde kullanılabilmektedir. Bu bakımdan zekat, insanların talep ettiği borçlardan biri olarak kabul edilmektedir. Aydınlık, kefaret, fıtır sadakası ve hac farzı borçları böyle değildir. İnsanlar bunları talep edemez. Dolayısıyla bu tür borçların varlığı, mevcut mallara zekât verilmesine engel olamaz. (İmam Şafii’ye göre, nisabı artıran malı olan kimse, borçlu olsa dahi zekât vermekle mükelleftir.
İnsanların talep ettiği borç zekâta mâni durumu olabilmektedir. Böyle bir durumda bu borcun para veya başka mallar için olmasına göre eşittir. Ancak uygun sürenin geçmiş olması rezervasyonu değiştirmez. Ancak bu borcun, zekatın farz hale gelmesinden önce kişiye devredilmesi gerekir. Aksi takdirde, taşınmazın zekat verme yükümlülüğünden sonra gelecek olan borç, önceki zekat borcunu azaltmaz.
İmam Ebu Yusuf’a göre kişiye borç verilmesi zekata mâni olmadığı halde, İmam Muhammed’e göre vardır.
Kefil Olunan Borç ile İlgili Zekat Nasıl Belirlenir?
Bir borcun kefili, kefil olduğu borca tekabül eden malından zekât vermek zorunda değildir. Borçlunun ibra edilip edilmemesine bakılmaksızın teminat aynıdır. Çünkü kefil aynı zamanda borçludur.
Borç herhangi bir şekilde düşerse, ilgili malın zekât yılı bu düşme tarihinden itibaren başlar. Misal: Bir kimse, temel ihtiyaçlarının ötesinde nami (büyüyen) bir servete sahip olabilmektedir. Böyle bir durumda çok borcu varsa, ondan zekât gerekmez. Ancak bu borç affedilirse, bu nisabın zekatı, af tarihinden itibaren bir yıl sonra verilmelidir. (Bu sorun İmam Azam’a göredir. İmam Muhammed’e göre, mal üzerinde bir yıl geçtikten sonra zekat gerekir.
Yaşam Parasının Zekatı Var mı?
Yaşam parasından başka nisabı olan kimse bulunabilmektedir. Saime denilen mal ve hayvan ticareti yapıyorsa, bir miktar borcu varsa, temel ihtiyaçları (barınma gibi) karşılanmamış demektir. Zekâtını verdiği malını dilediğine geri verir, başkalarına da zekât verir. Ancak devlet bu mallardan herhangi birinin zekatını alırsa, borcu
Kişinin malik olduğu ev, dükkan, gelir yeri, konteyner, alet, makine ve taşıtlardan ticaret için değil, sadece kiralamak için zekat gerekmez. Kira ve gelirlerinden toplanan para nisap miktarında ise ve borç ödenmeme durumu olabilmektedir. Böyle bir durumda toplanan paradan veya zekattan tam bir yıl geçmiş olur. Bu durumda zekâtı verilmelidir.
Çiftlik Hayvanlarının Zekatı Olur mu?
Çiftlik hayvanları ile birleştirilen hayvanlara, ahırlarda ve ahırlarda kesilip eti veya işlenmesi için yenen hayvanlara ve en az altı ay süreyle ahırlarda beslenen “allufa” adı verilen hayvanlara zekât verilmez. (İmam Mâlik’e göre onlar da zekâta tabidirler. Çünkü zekât, mal ve kıymete dayalıdır. Zekât, buna şükretme alâmeti olarak verilmektedir. Bu hayvanların da mal ve kıymeti vardır.)
Haram malın zekatı verilemez. Bu haram malın sahibi, malı asıl sahibine iade etmelidir. Aksi takdirde, fakirlere sadaka olarak verilmesine gerek yoktur. Ancak haram sıfatı ile helal sıfatı birbirine karışmaktadır. Bunları ayırmak mümkün olmazsa, hepsine zekât verilmelidir.
Zekât zimmete değil, aynı mala bağlıdır. Onun için, zekât verdikten sonra malı telef olursa, zekâtı azalır. Ancak mal, başkasına vermek veya onunla bir şey satın almak suretiyle taketilebilir. Böyle bir durumda zekâtı düşmez, zekâtı verilir.
Zekat Verilecek Mal Kaybolursa Ne Olur?
Zekât için ayrılan mal kaybolursa, zekât eksilmez. Ancak zekât olarak belirlenen mal fakirlere verilmeden önce paranın sahibi ölürse, para mirasçılarına intikal eder.
Zekât borcu olan kimse ölür de vasiyet etmezse, bu para onun malından alınamaz. Mülkiyeti mirasçılarına geçer. Hak sahibi mirasçılar, isterlerse, paylarını bağışlayarak bu merhumun borcunu kapatabilirler.
Çok sayıda kimsenin zekâtını vermeye yetkili olan kimse, onlardan aldığı zekâtı birbirine karıştırmadan fakirlere vermelidir. Karıştırdıktan sonra verirse, kendisi sadaka verir ve o zekâtları ayrı ayrı verir.