Dünyada yaşayan her canlı için sevme duygusu onu hayatta tutan bir devasa histir. İçsel mutluluk adına yapılan her araştırma mutlaka sevgiye dayanmaktadır. Sevmek insan için aidiyet duyma, birisini tüm benliğiyle kendine katma sanatıdır. Bir diğer açıdan ise insan sevildiği dalda çiçek açmak o dalda kendini en huzurlu şekilde hissetmek ister. Her canlının bir yapısı olduğu gibi bir duygu durumu hisleri de olmaktadır.
Sevginin varlığını kendinde içselleştiren birey bu iki duygununda kendinde yaratacağı güzel şeyleri düşünme durumunu yaşamak ister. Kendisinden yola çıkan insan kendisiyle mutlu olan insan sevmekten ne kadar uzaklaşabilir. İnsan zamanla tattığı duyguların derinliğine inmek ister ve yine kendisi buna çözümler sunar.
İçsel Mutluluk
Geçmişten bu yana gerçek sevginin özü her zaman aranmıştır. Sevmek bazılarına göre karşındaki insana onu gösterdiğin takdirde anlam kazanan bir durumken bazılarına göre ise içten gelerek sevginin saflığından ona bir anlam yüklemeden karşısındakine saptamayarak sadece içinden geldiği gibi hareket ederek bu arayışı sürdürmektir. Bu süreç içerisinde insan içsel mutluluk konusunu iç dünyasında yaşamaya başlar.
Sevmenin insanda bambaşka yarattığı güzel duygular düşünülürken sevilmenin verdiği haz neden daha baskındır. Sevilmek duygusunun insana ayrı bir huzur ve haz katmakta birey yaptığı eylemlerde bunu hissederek yapması kişiyi daha çok özgün ve başarılı kıldığı düşünülmektedir.
Bir insanı sevmek bir nesneyi sevmek karşılık beklemeden kendini ona katmak kendine verilen değerden sevgiden çok daha önemli olduğunu düşünen kişiler vardır.
İnsan sevdiğinde de sevildiğinde de mutlu olur ama hangi duygunun kendisi için neden daha ağır bastığını bilmez. Bu duygular aslında yaşamımızdaki çevremizin etkileri epeyce önem arz etmektedir. İnsanlar sevdikçe sevmemeyi sevildikçe artık daha sevilmemeyi istemektedirler. Çevremiz duygularımızın şekillenmesinde önemli bir konuma sahiptir.
Sevmek ve Sevilmek Duygusu Ne Anlam İfade Eder?
Hayatımızda zevk aldığımız birçok duygumuz ve ona sahip olmaktan yana çok mutlu olduğumuz bir his bütünlüğümüz vardır. Geçmişten bu yana insanlık tarihinde varoluş sebeplerimizi açıklamaya kalktığımızda sevgi duygusu bizi biz yapan yegâne unsurdur. Antik çağ dönemine baktığımızda Filozof Aristoteles sevmek ile düşüncesini şöyle anlatmıştır;
‘Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yalnız sevilmenin hiçbir anlamı yoktur’. Burada aslında insan hangi duyguyu yaşasa yine bir yerde büyük bir çıkmazın içinde kendini bulabileceği bir paradoksu anlatmaktadır. Sevmek insana büyük acılar katarken onsuz olmanın da yaşamak için bir nedeninin olmadığını gösterir. Çoğu insana ve filozofa göre sevmek ve sevilmek dünyadaki en önemli ilk 3 duygudan birisidir. İçsel mutluluk bu 2 duygunun sayesinde ortaya çıkar.
Kendini tanıyan insan sevgi duygusunun kendisinde ne denli etki yarattığını bilerek hareket etmelidir ki sevmenin ve sevilmenin ne anlam ifade ettiğini içselleştirebilsin. Her iki durumda da insan kendinden bir şeyler bularak bir duygu bütünlüğüne erişmektedir.
Sevmek mi güzel sevilmek mi? Sevilmek nasıl bir duygu?
Mutluluk denen şey sevilmekten hoşlanan bir insan için başka bir şey değildir. Sevginin her halini kendisinde gören ve bundan haz alan insan sevilmenin ne denli güzel bir şey olduğunu görür. Yaşadığı onca güzel şeylerin sevilmekten dolayı anlamlı olduğunu düşünür.
Sevilmek nedir? Sevmek mi güzel sevilmek mi?
Bu duygular onu ne denli şanslı bir kişi olduğunu hissettirir. Onunla daha güvenlidir daha emniyetlidir. Bu his karşılığında satın alınamayacak kadar büyük bir histir birey için. Sevmek mi sevilmek mi güzel sorusunda sevmenin aslında sevildikçe anlamlı olabildiğini anlatmaktadır. Sevdiğimiz zaman o şeye bir durum atfederiz bunun bizde karşılığı olmasını isteriz.
Sevdiğimiz şeyin belirsiz kalmasından rahatsız oluruz. İnsanlar yaşamlarında yaşadıkları her duygu durumunun üstesinden bir şekilde gelirler bunu ya zaman etken kılar ya kendisi çözüme kavuşturur ama bir şekilde yaşanılan durumun etkisinden çıkmayı bilir.
Bir şey vardır ki insan bu şekilde yaşamını sürdürmekten rahatsız olur. Bu onu hiçbir zaman rahatlatmaz o da belirsizliktir. Sevmek karşılığını beklemeden duygusunu yaşamak onunla olmak kadar değerlidir. Bir o kadar da onun kendisine nasıl bir karşılık olduğunu onun hissettiği sevgiyi ne kadar yansıtabileceğini bilemediğimiz kadar belirsizdir.
İnsan ve Sevgi
Günümüzde yaşanılan hayatta sevginin sadeliğinden uzak olduğu görülmektedir. Sevmenin bazen aslında iyi bir şey olmadığını hissedebiliriz. Diğer yandan sevilmenin de yanıltıcı olması bazen muhtemeldir. Yalan bir ilişkinin içinde kalınması insanların bu gerçek güzel duygunun aslında böyle olmadığını düşündürmektedir. Kendisi için kötü bir duygu olduğunu gün yüzünü çıkarmaktadır. Sevmek nedir? Onu kendine katmak ona ilgi duymak onu kendi gibi düşünerek sahiplenmektir.
Bu kadar hassas bir duygu olan sevgi onun karşılığını aldıkça daha çok zenginleşmektedir. Öneminin olmadığını gördükçe daha çok dibe batmaktadır. İnsan her anında sevginin o muhteşem yönlerini görmek ister. Merak eder onun kendisine nasıl etki edeceğini düşünür. Güvenmekte bir sevgidir inanmakta. İnsan en çok sevdiği kişiye güvenir onun yanında kendini bulur. Yine sevildiği zaman yaşamın anlamlı olduğunu düşünür.
Birey bunun ne anlamlı büyük bir hayat şansı olduğunu sevmenin ve ait olmanın güzellikleriyle anlamlandırır. İnsan ve sevgi bütünlüğünü güzel şekilde dile getiren Tolstoy olmuştur. İnsan neyle yaşar sorusuna sevgiyle cevap vermiştir. Sevginin olmadığı yerde kötülük olur. Vicdandan uzak bir ahlak olmaktadır. Demokrasi ve özgürlükten uzak bir anlayış olur daha birçok şey söylenebilmektedir.